26 Ekim 2014 Pazar

La Zürvan* illAllah

ey zamanın tek Efendisi
sonrayı bilme yetisi bir tek sendeyken
ben sana hep ‘şimdiler’de yakarabildim
seni hep şimdide sevebildim
senden hep şimdide sakınabildim
terk edilmekten hep şimdide korkabildim
ey geçmiş şimdilerimin ve şimdiki şimdimin Efendisi
bilirim ki gelecekteki şimdinin tek gerçek sahibi de
onu bana verecek olsan da olmasan da yine Sensin
çünkü Sen zamanın zamansız tek Efendisisin.
                                                                           

Sonrayı bilme yetimiz yokken, işimiz sadece ‘tahminlere’ kalmışken, üç saniye sonra nefes alıp alamayacağımızı,  yarım saat sonra bir doğa olayı ile sahip olduğumuz herşeyi kaybedip edemeyeceğimizi bilemeyeceğimiz bir düzen içindeyken, Allah’a sadece şimdide yakarabiliriz, izin yalnız bunadır. Sorumlu olduğumuz da şimdidir, eğer hala nefes alma ve düşünme şansımız devam ettiriliyorsa. İşte bunun için Rabbimiz kendisinin rahmetinden asla ümit kesilmemesi gerektiğini buyurur: 


39:53 "Ey öz benlikleri aleyhine sınırı aşan kullarım! Allah'ın rahmetinden ümit kesmeyin! Allah, günahları tümden affeder. Çünkü O, mutlak Gafur, mutlak Rahim'dir."


Çünkü yaşamın ve ölümün yani varoluşun Efendisi O’dur. Varlığı yaratan ve sürdürendir. ‘Yaşatan ve öldürenleri’*  yaşatan ve öldüren de yine O’dur. Çünkü sebeplerin, vesilelerin de Efendisidir O.


Bizler şimdideyken, geçmiş ancak tecrübedir artık, gelecek ise gaybdır. Zaman sanki form değiştirmiştir, biz yaratılmışlar için. Şimdi ise bizim için, ‘gelme ihtimali olan’ şimdilere dair, dilekte bulunma imkanı veren tek şeydir. Geçmişteki şimdiler, yani artık bizler için form değiştirmiş adıyla deneyim bunu öğretmiştir.  İnsanlar, çoğu zaman düzenli gerçekleşen şeylerdeki mucizeyi ıskalarlar, düzen bozan, ezber bozan mucizeler peşinde koşarlar. Aynı, yaşatan ve öldürenleri aslında kimin yaşattıp öldürdüğünü unutan*, yemek yerken nefes borusuna bir lokma takılsa orada can verip gidecek ve gelecekteki şimdilere ulaşması artık mümkün olmayacak şu adam gibi:


Bakara 258: Allah'ın kendisine mülk ve saltanat verdiğini iddia ederek / Allah kendisine mülk- saltanat verdiği için, Rabbi hakkında İbrahim'le çekişeni görmedin mi? İbrahim şöyle demişti: "Benim Rabbim odur ki, hayat verir ve öldürür." O da şöyle demişti: "Ben de hayat veririm, ben de öldürürüm." İbrahim, "Allah, Güneş'i doğudan getiriyor, hadi sen onu batıdan getir!" deyince, küfre sapan o adam apışıp kalmıştı. Allah, zalimler toplumunu doğruya ve güzele kılavuzlamaz.


Hal böyleyken ve içinde bulunduğumuz sistem içinde geleceğe hükmetmeye dair hiçbir garantimiz yokken, sistemi kurana ŞİMDİ teslim olmak yerine, KİBRE ve BOŞ HAYALLERE kapılıp sanki 'sonra'ya hükmedebilecekmiş gibi yaşamak neden?


Selam, sevgi

-------
Zürvan: Mecusilik'te Ahura Mazda'nın yaratıcısı zaman tanrısı

1 yorum:

  1. Selamlar... Davetlisiniz Sayın Kardeşlerim

    http://cemaatlerinicyuzu.blogspot.com.tr

    YanıtlaSil